İSTANBUL … AİLE MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE
DOSYA NO: 2013/……… Esas
BEYANDA BULUNAN
DAVALI:
VEKİLİ: Avukat Arif BALTACI
KARŞI TARAF
DAVALI:
VEKİLİ:
KONU: Davalı vekilinin cevaplarına karşı beyanlarımızın arzıdır.
AÇIKLAMALAR
1- Davalı vekili tarafından mahkemeye verilen cevap dilekçesinde ileri sürülen olaylar tamamen dayanaksız ve gerçek dışıdır. Yapılacak yargılama, dinlenecek tanıklar ve celp edilecek deliller ve kayıtlar ile bu husus ortaya çıkacaktır.
2-Davalı vekilinin “boşanma davasını açmaya kusurlu tarafın hakkı olmadığı” yolundaki iddiası yersizdir. Şöyleki, iş bu davada kusurlu olan taraf davalı taraf olup müvekkil iş bu davayı açmaya mecbur kaldığı için açmıştır. Her ne kadar müvekkil davacının kusuru olmasa da., bir an için kusuru kabul etmemek kaydıyla, Yargıtay 2.hukuk dairesinin 12.01.2005 tarih ve 2004/15197 E ve 2005/274 k) sayılı kararında açıklandığı üzere ” Türk medeni kanunun 166 md göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu olan tarafın dahi BOŞANMA davasını açmaya hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının azda olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır.”
3-Davalının cevap dilekçesinde ileri sürdüğü tarafların çok iyi anlaştığı ve çok iyi geçindikleri ve davacının kusurlu kusurlu hareketleri neticesinde müşterek hayatın zedelendiği yolundaki iddiaları yersizdir. Şöyleki, davacı ve davalı 1 yıl 2 ay birlikte yaşamışlar, davalıdan kaynaklanan ve dava dilekçesinde açıklanan nedenlerle evlilik birliği temelinden sarsıldığı için iş bu dava, kusurlu davalı aleyhine mahkemenizde açılmıştır.
4-Müvekkil davacı, …………….. Spor Kulübünde, asgari ücretle ve oynadığı maç ve takımın başarı durumuna göre prim almakta olup aylık gelir durumu, ……………. Spor Kulübünden sorulduğunda gerçek geliri anlaşılacaktır. Davalının iddia ettiği gibi YÜKSEK BEDELLERİ SÜPER LİG OYUNCULARININ BİLE KAZANMASI söz konusu değildir. Bu nedenle, …………….. Spor Kulübünden müvekkilin ne kadar maaşla ve primle çalıştığının sorulmasını talep ediyoruz.
5- Dava dilekçesinde belirtilen dairelerden 3 tanesi müvekkil tarafından evlilik öncesinde edinilmiştir. Diğer daire ise konut kredisi kullanılarak satın alınmış olup, bankaya ödenen aylık kredi taksiti ödemelerinde davacı sıkıntıya düştüğü için, müvekkil konutu satmak zorunda kalmıştır. Konutu satın alan alıcı , tapuda devralmış ve kredi borçları da onun tarafından bankaya ödenmektedir.
6-Davalının cevap dilekçesinde, davalının kendisine şiddet uyguladığı, evden dışarı çıkmasına izin vermediği ve ailesiyle görüştürülmediği iddiaları ise tamamen gerçek dışıdır. Bu tür isnatlar asılsız ve dayanaksızdır. Bu isnatların yapılmasının sebebi sayın mahkemeyi etkilemeye yöneliktir. Dinleteceğimiz tanıklar ve ilgili kayıtlar celp edildiğinde gerçek açık bir şekilde ortaya çıkacaktır.
7- Davalının kanser hastalığına yakalanmasını, yine müvekkil davacıya isnat etmesi ise olayın ve iddiaların ne kadar komik ve dayanaksız olduğunu göstermektedir. Ki gerçekte dava süresince veya öncesinde davacının kanser olduğuna dair hiçbir rapor sunulamamıştır. Tedavi gördüğünü söylediği hastahanede davacının kaydı bile çıkmaması davacının kötüniyetini açıkça göstermektedir.
8-Davalının dava dilekçesinde iddia ettiği ziynet eşyalarını zorla alınması ve ailesinin kendisine verdiği paraların çantasından zorla alınması iddiaları tamamen gerçek dışıdır. Davacı mahkeme nazarında müvekkilimizi kötü göstermek amaçlı bu tür iddiaları ortaya atmış fakat nedense bu iddiaların hiçbirini ispatlayamamıştır. Ailesinin banka aracılığı ile gönderdiğini iddia ettiği paraların dekontunu bile dosyaya sunamamıştır.
9.Davacı tarafın istediği nafaka ise fahiş ve zenginleşme amacına yöneliktir. Müvekkil hakkında yapılacak araştırma ve dosyadaki diğer deliller toplandığında davalının nafakaya hak kazanmadığı ortaya çıkacaktır. Zira davacı 3.500 TL maaşla çalışmaktadır Bu sebeple boşanmanın gerçekleşmesi dolayısıyla herhangi bir fakirliğe düşecek durumda değildir.
10.Mahkemenizce aylık 2000,oo TL hükmedilen tedbir nafakası ise oldukça fahiş olup ve yargıtayın ve mahkemelerin yerleşik içtihat ve uygulamalarına aykırıdır.
Şöyle ki, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 28.05.1973 -3660-3532 saylı kararında açıklandığı üzere, Davada her iki tarafın delilleri münakaşa ve tahlil edilip sonucunda hüküm tesis edilmesi, kocanın mali imkanları zorlanmadan ve kadının eski yaşantısına eşit bir hayat sürmesi için fakat takdir edilen nafaka ile ayrı yaşama müşterek hayattan daha cazip hale getirilmemelidir.(26.10.1970-6023-5561)(EK-3-)
Yukarıda arz edilen ve resen nazara alınacak nedenlerde, iş bu davada tüm deliller celp edilmeden, Davalının yaşı, eğitim durumu, ailesi ile birlikte kira ödemeden oturması, emniyetçe tarafların sosyo-ekonomik durumu araştırılmadan verilen yasaya ve usule aykırı karardan dönülerek , makul bir tedbir nafakasına karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ ve İSTEM: Davalının asılsız ve mesnetsiz iddilarının tamamını red eder, 2000,00 TL olarak hüküm altına alınan tedbir nafakasının Şartları oluşmadığından ara karardan dönülerek kaldırılmasına, haklı davamızın kabulüne, yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini tensip ve görüşlerinize arz ederiz.
Davacı Vekili
Avukat Arif BALTACI