İSTANBUL …. TÜKETİCİ MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE
DOSYA NO:2013/…… Esas
DAVALI:
VEKİLİ: Avukat Arif BALTACI
DAVACI:
VEKİLİ:
KONU: Ayıplı mal satışı iddiasıyla hakkımızda açılan haksız davaya karşı beyanlarımızı içerir.
AÇIKLAMALAR
1- Müvekkilimiz ………………… A.Ş , Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş’nin acentası konumundadır. Davacının davasına konu olan 34 AA 0000 plakalı aracı ……………….. tarihinde müvekkilimizin işlettiği bayiden satın almıştır.
2- Davaya konu olan araç veya bayiliğimizce satılan tüm araçların her türlü son kontrol ve yasal muayeneleri yapılmaktadır. Toyota gibi uluslararası arena da bile büyük ün yapmış ve dünyaya mal olmuş bir firmanın araçlarını kontrol etmediği iddiası kabul edilemez mahiyettedir. Bayiliğimizce satılan tüm araçlar için müşterilerin talebi halinde ekstra olarak 5 sene daha garanti verilebilmektedir. Davacıya satılan araç için de davacıya bu bilgi verilmiş ve davacının 2 yıllık garantiyi yeterli görmesi sebebiyle araç 2 yıllık garanti ile davacıya satılmıştır.
3- Davacı, aracının arka tampon bölümünde çizikler olduğu ve tamponun kırık olduğu gerekçesiyle aracı aldıktan yaklaşık 14 ay sonra müvekkil firmaya başvurmuş, firmanın teknik servisinin incelemesi sonucunda çizik ve tampon kırığının çarpmadan dolayı olduğunu ve bu tür kazaların garanti sözleşmesi kapsamında olmadığı teknik servis tarafından davacıya yazılı olarak belirtilmiştir. Bunun üzerine davacı taraf aracını servisten almış ve akabinde bu davayı açmıştır.
4- Oysaki müvekkil firma bu davada acenta konumunda olup üretici firma konumunda değildir. Böyle bir dava açılacak ve bu şekilde bir talepte bulunulacaksa bu dava üretici firma konumundaki, Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş firmasına açılmalıdır.
5- 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesinde ayıplı mallardan dolayı satıcının sorumluluğu açıkça belirlenmiştir. Ancak davaya konu olan araç ayıplı olmayıp kullanıcının ihmali sonucunda oluşmuştur. Bu durum teknik servisimiz tarafından da kanıtlanmış ve davacı tarafa yazılı olarak bildirilmiştir. Bir çok araç üreticisi firma da bu durumu bizim garanti sözleşmemiz de olduğu gibi garanti kapsamı dışında bırakmıştır. Zira satın alınan her araç için çarpmaların garanti kapsamına sokulması demek sigorta firmalarına gerek olmaması, zorunlu trafik sigortasının kaldırılması, arabasını beğenmeyen şoförlerin aracını çarparak bunu garanti kapsamından tamir etmesi anlamına gelecektir ki bu durum ticari hayatın kabul edebileceği bir durum değildir.
6-Davacı taraf kendi üzerine düşen sorumlulukları yapmamış, aracını güvenli bir şekilde korumamış ve dolayısıyla aracına muhtemelen park halindeyken arkadan çarpma suretiyle bu zarar verilmiştir. Bu zarardan müvekkilin sorumlu tutulması hayatın doğal akışına ve hukuk kurallarına aykırıdır.
SONUÇ ve İSTEM: Yukarıda açıklanan sebeplerle açılan davanın öncelikle husumet yönünden reddine, mahkemeniz aksi kanaatte ise davacının davasını ispatlayamış olması ve kusurun kendisinden kaynaklaması, ilgili kusurun garanti kapsamında olmaması sebebiyle davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini tensip ve görüşlerinize arz ederiz.
Davalı Vekili
Av.Arif BALTACI